19 Ağustos 2010 Perşembe

TÜRKİYE’NİN BÜYÜK SPOR YAZARLARI'NIN SEÇTİĞİ RÜYA TAKIMI...

İŞTE BÜYÜK AKTÜEL JÜRİSİ

RIDVAN DİLMEN, HAŞMET BABAOĞLU, GÜRCAN BİLGİÇ, ÖMER ÜRÜNDÜL EBRU KILIÇOĞLU, LEVENT TÜZEMEN, İSKENDER GÜNEN, FATİH DOĞAN

RÜYA TAKIMINI SEÇTİLER

Volkan Demirel

Emre Bölezoğlu
Guti




Lucas Neill



Milan Baros



Selçuk İnan


Diego Lugano
     





            
Gökhan Gönül

Arda Turan
  
Quaresma
Hakan Balta
                                                                           

İşte bu! Camoranesi bizde!..Transferdeki sessizliğiyle taraftarı üzen Cim Bom, Camoranesi'yi alıyor..


Camoranesi (1-1) vs triestina 19-03-2007

Aslan Camoranesi'yi alıyor


Transferdeki sessizliğiyle taraftarı üzen Cim Bom'un, Juventus'la bağlarını koparan Arjantin asıllı İtalyan yıldızla el sıkıştığı ortaya çıktı. Bonservisi elinde bulunan Camoranesi ile yıllık 2 milyon Euro'ya anlaşma sağlandı
Lorik Cana ve Juan Pablo Pino transferlerinin ardından yabancı oyuncu transferinde somut adım atamayan Galatasaray, bombayı patlatmak üzere... Sarı-Kırmızılı ekibin, çok gizli bir şekilde yürüttüğü operasyon sonrası İtalyan devi Juventus’tan resmen ayrılan orta saha oyuncusu Mauro Camoranesi’yle anlaştığı ortaya çıktı. Juve’yle sözleşmesi bittikten sonra İngiliz ekibi Birmingham’la sıkı pazarlıklar yapan ancak anlaşma sağlayamayan Arjantin asıllı yıldızın Cim Bom’a ‘Evet’ dediği bildirildi. Galatasaray’ın birkaç gün içerisinde transferini açıklamayı planladığı Camoranesi’ye yılllık 2 milyon Euro ödeyeceği ve sözleşmenin 2 yıllık olacağı öğrenildi. 2002’den bu yana Juventus’ta forma giyen Camoranesi her iki kanatta ve forvet arkasında görev yapabiliyor. 33 yaşındaki yıldız futbolcu, üstün top tekniği ve süratiyle rakip savunmaların hayli başını ağrıtan bir oyuncu. Agresif yapısı ve enerjisini 90 dakikanın geneline yayması da İtalyan futbolcunun öne çıkan özelliklerinden...

Hasan Pulur, Semih'i gözyaşlarına boğdu! İşte O Yazı...

Pulur’un “Semih” başlıklı yazısında kendisi hakkında kullandığı övgü dolu ifadeler üzerine gözyaşlarına hakim olamayan Semih, hemen telefona sarılarak usta yazara teşekkür etmek istedi ama büyük bir şok yaşadı.
Acı haber kahretti

Pulur’un oğlu Korkut Pulur’un vefat ettiği haberini alan Semih’in mutluluğu bir anda büyük bir üzüntüye dönüştü. Semih hemen Pulur’a başsağlığı dileklerini iletti. Kendisine “oğlum” diye hitap eden emektar yazarın aynı gün oğlunu kaybetmesi golcüyü derinden etkiledi. Semih’in akşam idmanında da durgun olduğu gözlendi.

İşte Hasan Pulur'un O Yazısı:


Semih...                                                                                                                                                                                                Olmadı Semih, bu hiç olmadı... 
Fenerbahçe’nin ilk on birinde sahaya çık, 
bir gol at, bununla da yetinme arkadan
bir gol daha... Bu da yetmemiş, “Alex usta”ya
öyle bir pas ver ki, “usta” da “çırağın” pasını 
gol yapsın...
Olmadı Semih, tanışmıyoruz ama babanla yaşıt
olabiliriz, sana içtenlikle “oğlum” desem olur mu?
* * *
Bak oğlum, sen ilahların hoşuna gitmiyorsun, 
senden kurtulmak için İspanya'dan’dan “Kral”
diye birini getirdiler, tutturamadılar, mal ellerinde
kaldı, zarara girdiler.
Niye?
Sana gol attırmamak için...
Sen de onlara inat, yedek kulübesinde oturup 

Gol Kralı oldun, üstelik milli takımda attığın goller 
de caba...
Yedek kulübesinde “nöbetçi golcü” sıfatıyla 

otururken, ihtiyaç halinde sahaya sürülüp de gol 
attın, sonra ne yaptın?
* * *
Koşup geldin, yedek kulübesine oturdun!
Bu kadar güzel, bu kadar ince, zarif davranışını 

anlayan oldu mu?
“Benim yerim burası!” diyordun ama yine bazılarını 

rahatlatamadın...
* * *
Pazar günü baktık, bu huyun değişmiş, hem sahaya 

ilk on birde çıkıyorsun, 
golü atınca da takım arkadaşların, başta Alex, 
hepsiyle kucaklaşıp, sarılıyorsun.
Onu herkes yapar, yapıyor, oysa sen golden 

sonra yedek kulübesine oturup, seni 
beğenmeyenlere cevap verirdin, tabii anlayana..
“Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul 

zurna az!” derler ya!
* * *
Bizi Aykut Kocaman ile Oğuz Çetin’in dostu 

sanırlar, oysa Oğuz’la bir kere olsa dahi 
merhabalaşmadık, Aykut’la ikisinin lehine 
yazdığımız ve Ali Şen’i eleştiren yazımızdan, 
tahminen iki yıl sonra Milliyet’in yemekhanesinde 
karşılaştık, daha doğrusu Aykut karşı masadan 
kalkıp geldi, gecikmiş teşekkürlerini sundu, 
sağ olsun.
Neydi o yazımız?
Oğuz’la, Aykut’un oynadığı maçta Fenerbahçe 

Trabzon’u yenmiş iki golü de bunlar atmıştı, 
üstelik Oğuz kaptandı, takım şampiyon...
Ertesi gün ne oldu?
Ali Şen ikisini de Fenerbahçe’den attı.
Bu kabul edilecek bir davranış değildi, 50 yıllık 

taraftar ve kulüp üyesi olarak bunu kabul etmedik...
* * *
Ali Şen, bu yazımızı hiç sorun yapmadı, 

karşılaştığımız her yerde ayaküstü de olsa 
dostluğumuz sürdü...
Oğuz’la Aykut teşekkür bile etmediler, iki yıl 

sonra Aykut lütfedinceye kadar...
* * *
O günlerin Aykut’u bugün Fenerbahçe’nin 

başında, maçtan sonra soruyorlar:
“Semih’in bu güzel oyunu, acaba yeni transfer 

Senegalli Niang’ın gelişine mi bağlı?”
Yani demek istiyorlar ki:
“Semih, pabucun pahalı olduğunu anladı, ondan 

böyle oynadı!”
Aykut’un cevabı:
“Semih’in iyi oynaması için her hafta yeni oyuncu 

transfer edemeyiz.” Soğuk ve donuk, neredeyse 
Semih’in iyi oynamasına “maalesef!” diyecek...
* * *
Bir de kaptanlık olayı var...
Alex oyundan çıkarken kaptanlık bandını Semih’e 

veriyor, doğrusu bu Semih ikinci kaptan, 
ama Semih bandı Emre’ye zorla taktırıyor. Niye?
Yorumlar değişik, Semih belki Emre’nin 
kendisinden daha kıdemli Fenerbahçeli olduğunu 
düşünmüştür...
“Bu da nereden çıktı?” diyeceksiniz...
Evet, Emre Galatasaray’da oynamış ama, meğer 
gizli Fenerbahçeliymiş, gönlünde Fenerbahçe 
yatarmış...
Kim söyledi bunu?
Galatasaray’ın ünlü oyuncusu Hasan Şaş, 
televizyonda söyledi.
Demek Emre “gizli” din taşırmış, “takiye” 
yaparmış... Aziz Yıldırım’ın kendisini baş tacı 
yapışından belli değil mi? 
* * * 
Ve Semih, şunu iyi bil ki bu memlekette başarı 
ve sadakat mutlaka cezalandırılır. 
Kim olursa olsun!