16 Ağustos 2010 Pazartesi

17 Ağustos 1999 Depremi videoları

17 Ağustos 1999 Depremini Unutmadık, Unutmayacağız...İşte O Günden Görüntüler..














AZİZ MAHMUD HÜDAYİ TÜRBESİ

Bir Yılbaşı gününde, kankimle ben: ''Hadi gel bu yılbaşı gecesinde Üsküdar'a Aziz Mahmud Hüdayi Türbesine gidelim'' dedik ve gittik. Yılbaşı gecelerinde içip, saçma sapan eğlenmekten bıkmıştım artık. Son zamanlarda zoraki de eğlenmeye başlamıştım. Neyse.. gittik ve dualarımızı edip, ruhuna hediye ettik. Manevî bir huzurla Üsküdar'ı dolaştık ve döndük. Kendisi hakkında daha detaylı bilgileri sitelerden edinip, sizlere sunmaya çalıştım. Ha bu arada gitmeyenler de mutlaka bir gitsinler derim. 
Huzurun damarlarınıza kadar aktığını siz de hissedeceksiniz  ;)
Üsküdar ile Sarayburnu arasındaki yola "Hüdâyî Yolu" denirmiş. Bunu bilen kayıkçılar, şiddetli fırtınalarda bu yolu takip ederlermiş. 
Bu durum, Hüdayî Hazretleri'nin günümüze kadar uzanan bariz bir kerameti. 
Hatta bugün bile lodoslu havalarda Boğaz vapur seferlerinin sadece Üsküdar-Eminönü hattında yapılabilmesi, oldukça düşündürücü.

Osmanlı Devleti'nin son günlerine kadar Boğaz'da deniz seferi yapan kaptanlar, yolcularını, Üsküdar'dan geçerken Azîz Mahmud Hüdayî dergahına, Beşiktaş önünden geçerken Yahya Efendi dergahına, Beykoz'dan geçerken de Hazret-i Yûşâ tarafına doğru tevcîh ederek "Fâtiha"ya dâvet ederlermiş.
Bir zamanlar halkın, büyük velîlere karşı edep ve saygıları işte böyleymiş.

Hüdayî Hazretleri'nin meşhur olan kerâmetlerinden biri de, fırtınalı bir havada hiçbir kayıkçının denize açılamadığı bir zamanda kendi kayığına atlayıp birkaç müridiyle Üsküdar'dan sâlim bir şekilde karşıya geçmesidir.
Kayığın takip ettiği yol, gayet süt liman olmuş ve dört bir yanda şaha kalkmış dalgalar bu Allah dostunun kayığına hiçbir zarar vermemiştir.
Aziz Mahmud Hüdayî Hazretleri 
Şerefli Koçhisar'da doğmuş, çocukluğu ise Sivrihisar'da geçmiş. Medrese eğitimini istanbul'da tamamlamış ve Edirne, Mısır, Şam ve Bursa'da Kadılık ve Müderrislik yapmış. Bursa'da Üftade Hazretleri'nin müridi ve halifesi olan Hüdayi Hazretleri, İstanbul'da halka şeyh, sultanlara mürşid olmuş. Üsküdar'da vefat etmiş, Külliyesi içinde bulunan bu türbeye defnedilmiş. Eserleri, sohbetleri, şiirleri, vaaz ve nasihatları ile padişahtan halka kadar herkese yol göstermiş, devrini idrak ettiği sekiz padişahtan bilhassa Sultan III. Murad ve I. Ahmed'in saygısını kazanmıştır.
Reyhan Garip

Sezen Aksu'nun Oğluna Bıraktığı Eşi Ve Benzeri Görülmemiş Mirasına Bakın..



Beste fabrikatörü Sezen Aksu, oğlu Mithat Can'a kasasında bulunan gün ışığına çıkmamış bestelerini miras bırakıyor.
Türkiye'nin efsane müzisyenlerinden Sezen Aksu, oğlu Mithat Can'a dünyada eşi benzeri görülmemiş bir miras bırakıyor. Şarkıları dillerden düşmeyen Minik Serçe, kimseye vermeye kıyamadığı çok özel bestelerini Kanlıca'daki evinin kasasında biriktirmeye başladı. 1974 yılında girdiği müzik piyasasında besteleriyle birçok ismi yıldız yapan ve şarkıları dillere destan olan Aksu, oğlu Mithat Can'ın geleceğini garantiye aldı.

MİTHAN CAN ŞAŞIRDI
Minik Serçe, oğlu için hazırladığı bu özel mirasını sadece çok yakın dostlarıyla paylaştı. Annesinin bu sürpriziyle şaşkına dönen Mithat Can, büyük bir şok yaşadı. Sezen Aksu kendi yaşamından esinlenerek yazdığı bestelerini biriktirmeye devam ederken, oğluna "Sana vasiyetimdir bu şarkıları ben öldükten sonra sen yaşat" dedi. Mithat Can da annesine söz verdi.

AYSEL GÜREL İLHAM VERDİ
Unutulmaz bestelere imzasını atan bir diğer isim olan Aysel Gürel'in öldükten sonra evinde çöp kutusunda bulunan sözleri Tarkan'ın son albümünde yer almıştı. 2008'de hayatını kaybeden Gürel'in evine taşınan vatandaş çöp kutusunda bulduğu şarkı sözünü Tarkan'a yolladı. Megastar da Bu sözlerin Aysel Gürel'e ait olup olmadığını öğrenmek için kızı Müjde Ar'ı aradı. Alınan teyitden sonra "Sevdanın Son Vuruşu" şarkısı Tarkan'ın son albümünde yer aldı. Bu olaydan çok etkilenen Sezen Aksu'da öldükten sonra yeni şarkılarıyla anılmak için oğluna miras bırakmaya karar verdiği konuşuluyor.

Bu İkiliyi Tanıdınız mı??..


OKUL YILLARINDAN 

Gösteri dünyasının yerli ve yabancı ünlüleri de bir zamanlar öğrenciydi. Bakalım onları yıllar öncesinde kalan o halleriyle tanıyabilecek misiniz. Bu siyah- beyaz fotoğraftakiler Mehmet Ali Erbil ile Derya Baykal. İkili konservatuar yıllarında..

Kurtlar Vadisi Fragman İzle..

Kurtlar Vadisi Filistin Fragman

Atatürk'ün Gerçek Sesi Yayınlanacak..

Atatürkün gerçek sesi yayınlanacak

Canlı Yayında, Depreme Yakalandılar.. Video İzle..

Canlı yayında depreme yakalandılar

Mimar Sinan'ın, Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı Mihrimah Sultan'a duyduğu platonik aşkını anlatan 2 Cami arasındaki gizem..

(Nazlı Ilıcak yazısıdır- Hikâyeyi kendisine Hasan Özoklav göndermiş )
Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı Mihrimah Sultan on yedisine bastığında, iki kişi onunla evlenmek ister. (Mihrimah, yani Mihrü Mah, Farsça'da "Güneş ve Ay"anlamına gelir.)


Kızla evlenmek isteyenlerin biri Diyarbakır Valisi Rüstem Paşa, diğeriyse Mimar Sinan'dır. 


Mimar Sinan


Mihrimah Sultan
Padişah kızını Rüstem Paşa'ya verir.K.Sinan evlidir, ellisindedir ve de Mihrimah Sultan'a deliler gibi âşıktır. 


















Gerçi sevdiğine kavuşamamıştır ama aşkını, olanca güzelliğiyle sanatına yansıtmıştır.
Mihrimah Cami-Üsküdar




Üsküdar'a, -elbette Saray'ın isteğiyle- 1540 yılında, Mihrimah Sultan Camii'nin temelini atar ve 1548'de bitirir. Derken, bu defa padişah fermanı olmaksızın, Edirnekapı'da, pek kimselerin uğramadığı ıssız ama İstanbul'un en yüksek tepelerinden birine, ikinci bir eser yapmaya koyulur Mihrimah Sultan için.
Cami küçücüktür; minaresi otuz sekiz metredir. Kubbesiüzerinde161 pencere ile içerisi aydınlanmaktadır.  İşte, bu iki cami, Mihrimah Sultan'ın aşkına adanmış iki eserdir. 
Mihrimah Cami-Edirnekapı




Gidin, Edirnekapı ve Üsküdar'daki camileri aynı anda görebileceğiniz bir yer seçin.
Ve 21 Mart'ta, yani geceyle gündüzün eşit olduğu günde seyreyleyin. 21 Mart, Mihrimah Sultan'ın doğum günüdür. Şöyle bir manzara görürsünüz: 


Edirnekapı camiinin tek minaresi ardından tepsi gibi kıpkırmızı güneş batarken, Üsküdar'daki camiinin ardından ay doğar. Mihrü Mah eşittir Güneş ve Ay. Bu nasıl akıllara ziyan bir hesaplamadır; nasıl bir güzellik anlayışıdır?  

(Sabah Gazetesi, Nazlı Ilıcak yazısından alıntıdır)

Böyle intikam ne görüldü ne duyuldu...


Görüşmelerinde İki Kez "Tamam" Deyip Sonra Vazgeçen Mısırlı Futbolcuyu Kayseri'ye Kadar Getirten Hurma, Bir Kez Bile Yüz Yüze Görüşmeden, Sadece Açıp, "Seni Almıyoruz" Dedi. Mido da Çaresiz Geldiği Gibi Gitti.
Resim ya

“Bu kadarına da pes” dedirten bu ilginç intikam hikayesini, Süleyman Hurma anlattı:

“Mido, teknik direktörümüz Şota’nın Ajax’ta birlikte oynadığı ve iyi tanıdığı bir futbolcuydu. Kendisiyle önce telefonla görüşüp teklifimizi yaptık. Olumlu baktı, “Kulübüm Middlesbrough ile aramızda sorunlar var. Onları çözüp geleceğim” cevabını verdi. Aradan 10-15 gün geçti ses yok. Sonra aradı, “Gelebilirsiniz” dedi. Biz de o sıra yurt dışı kampındaydık. Kalkıp, onların kamp yaptığı İngiltere’nin Newcastle kentine gittim. Konuştuk, anlaştık. Bu kez avukatını bekliyoruz. Bir gün bekledikten sonra Londra’dan
avukatı geldi, sözleşmeyi hazırladık fakat son dakikada vazgeçti. 

Dalga mı geçiyorsun!

Aradan 3-4 gün geçti, bu sefer kendisi bizzat telefon açtı; “Hala gelebilir miyim?” diye sordu. Biz de, “Kardeşim dalga mı geçiyorsun? Geliyor musun, gelmiyor musun, net bir şey söyle” dedik. “Geleceğim” dedi fakat arkasından Kayseri’deki evleri sordu. “Orada evler nasıl, iyi mi?” dedi. Sanki kendisini sokakta yatıracağız! 


Neyse, yine kontratlar internet yoluyla gidip geliyor... 15 sayfalık sözleşme hazırlandı. Tam işi bitireceğiz, yine vazgeçti. Sonra Ajax ile görüştüğünü öğrendik. Tabii bozulduk. Çünkü çok zaman kaybettik, onu alacağız diye.

Teklifiniz geçerli mi? 


Dün (önceki gün) tekrar bize telefon açtı; “Teklifiniz geçerli mi, gelebilir miyim?” dedi. Ben de, “Listedesin ama sana güvenmiyorum. Sana uçak bileti falan göndermem. Kendin gel” cevabını verdim. Kendisi atladı geldi Kayseri’ye. Şoförle ve sekreterle karşılattım onu. Arkasından, “Stadı ve şehri özellikle gezdirin de ne kaybettiğini görsün” diye talimat verdim. Ondan sonra da kendisine telefonla, “İstemiyorum seni, vazgeçtim. Başka bir futbolcu alacağım” dedim. Suratımı bile görmedi. Çünkü görüşmeye gitmedim. Şehre gece geldiği için otelde yer ayarladık, gündüz gelseydi onu bile yapmayacaktım.”

Sanki burada insan yaşamıyor!

MIDO’nun, “Senden vazgeçtik” deyince şoke olduğunu anlatan Süleyman Hurma,  neden böyle bir intikam aldığını şöyle anlattı: “Bakın, 70 milyon insan yaşıyor bu ülkede. Bizi küçük görüyorlar. ‘Türkiye’ye gitmem’ ne demek! Resmen bizi aşağılamaya kalkıyorlar. Transfer görüşmesindeyiz; oyuncu, menajeriyle konuşuyor. Dinliyorum ben de; ‘Türkiye’ye gideceksem, inanılmaz bir para olması gerekli’ diyor. Niye ya! Burası ne? Türkiye’de insan yok mu, yol yok mu, ev yok mu? Dünyanın en zengin mutfağı, en iyi eğlence yerleri Türkiye’de. Mido ile konuşmaya gittiğim Newcastle yakınlarındaki Darling’de, inanır mısınız 50 kilometrekare boyunca kahve içecek yer bile yok. Orada yaşayan adamlar kalkıp Türkiye’yi beğenmiyorlar. Bir de şu var; Türkiye’de de İstanbul’dan başka yer yokmuş gibi davranıyorlar. Sanki burada insan yaşamıyor!”

Ona ders olsun!

KAYSERİSPOR Genel Menajeri Süleyman Hurma, “Mido’dan intikam alma planınızı kulüp başkanı Recep Mamur ve teknik direktör Şota Arveladze nasıl karşıladı?” sorumuza şu yanıtı verdi: “Bu tamamen benim fikrimdi. Ben böyle yapacağım dedim, başkanımız Recep Mamur da destekledi. Şota da güldü, “Ona ders olsun” dedi.”

Mido, vukuatlarıyla ünlü: Hocasına “Eşek” dedi

MIDO, son derece yetenekli bir forvet oyuncusu olmasına rağmen, disiplin sorunları nedeniyle kariyeri boyunca hiçbir takımda iki sezondan fazla forma giyemedi. Mısırlı futbolcunun bazı vukuatları şöyle:

- Mısır Milli Takımı’nda kendisini oyundan alan hocası Hassan Shehata’ya, “Eşek” dedi, 6 ay milli takımdan uzaklaştırıldı.

- Ajax’ta oynarken hocası Ronald Koeman’la kavga etti. İdmanlara çıkmadı. Kulübün sponsorunun düzenlediği geceye de izinsiz katılmayınca kovuldu.

- İngiltere’de sakat olduğu dönemde kendisini tedavi eden doktorlarla kavga etti.

- Ardından, “Kimse milli takımın kapılarını bana kapatamaz” diyerek, teknik direktörünü tehdit etti.


 (Hürriyet Haber)






8. sıradayız..

Türkiye, Facebook sitesini ziyaret yoğunluğu açısından dünya ülkeleri içinde sekizinci sırada yer aldı


Facebook’un Türkiye’deki ziyaretçi sayısı aylık 16 milyon. Pingdom trafik ölçüm sitesinin rakamlarına göre, abone sayısı 500 milyonu geçen dev sosyal ağın en çok trafik aldığı ülke beklendiği gibi ABD. Facebook trafiğinin yaklaşık yüzde 30'unu (130 milyon ziyaretçi) oluşturan ABD’lileri, ayda 28 milyon ziyaretçiyle Birleşik Krallık izliyor. Huffington Post haber portalında yer alan aylık rakamlara göre 3. sırayı Endonezya ile İtalya 26’şar milyon ziyaretçiyle işgal ediyor. Beşinci sırada Hindistan ile Fransa (21’er milyon), yedinci sırada Almanya (18 milyon) yer alıyor.