29 Ağustos 2010 Pazar

En Güzel Uyuyanı benim Atatürk'üm.... Uykuda mısın.. sevgili yariiim.. uyan..uyaaan..(Şükrüye Tutkun)


Uykuda mısın Sevgili Yarim, Uyan.. Uyan.. (Å�ükrüye Tutkun)
Yükleyen reyhan_garip

26 Ağustos 2010 Perşembe

ONLAR ÖZELDİR... ONLAR SEÇKİNDİR...ONLAR BİZİM GURURUMUZDUR: BORDO BERELİLER, VE KOMANDOLAR





Bir PKK mağarası duvarında şu yazılar yazıyormuş.
Okudukça bir kez daha hayran oluyorum onlara.



-Eğer bir asker, 
sizi gördüğü zaman durmadan ateş ediyorsa bilin ki o acemidir.
Kurşununun bitmesini bekleyin, bittiği zaman gidin kafasına sıkın..





-Eğer sadece sizi gördüğü zaman ateş ediyor,
saklandığınız zaman duruyorsa,
o bir Komandodur.
Kaçın ve canınızı kurtarın..




-Eğer sizi gördüğü zaman ortadan kaybolmuşsa ve etraf sessizse bilinki o bir 
Bordo Berelidir.
Merak etmeyin o sizi bulur..
Özel Kuvvetler Komutanlığı ya da halk arasındaki adıyla Bordo Bereliler, Türk Silahlı Kuvvetlerinin değişik sınıf ve rütbelerdeki subay, astsubay ve uzman erbaşlardan oluşan, iç ve dış tehditlerin bertaraf edilmesine karşı her türlü arazi ve iklim şartlarında görev yapabilecek nitelikte üst düzey eğitime tabi tutularak yetiştirilmiş özel askerlere verilen isimdir.
Tugay seviyesinde kurulmuş ve daha sonra tümen, ardından 2006 Yüksek Askerî Şura kararı ile Kolordu seviyesine çıkartılmıştır.
Hiçbir kuvvet komutanlığına bağlı olmaksızın doğrudan Genelkurmay Karargâhına bağlı olarak görev yaparlar.
Söz konusu Kolordu, Bordo Bereliler ile Muharebe Arama Kurtarma (MAK), doğrudan kolordunun emrinde görev yapmaktadır.
Burada askerlik yapan askerler, özel olarak seçilmiştir. Kimlikleri de daima gizli kalır.

2004 yılında Almanya'da yapılan Dünya Özel Kuvvetler Şampiyonası'nda, 26 özel kuvvet birliği arasında birinci olmuştur.
Bordo Bereliler, aynı zamanda devlet büyüklerinin yakın koruma görevini de yerine getirirler.

Abdullah Öcalan'ın yakalanma görevinde bulunmuşlardır.
Asli görevleri; olası bir savaş durumunda halkı örgütlemek ve yetiştirmektir.
Komando, fiziki ve teorik eğitimleri ile kazandırılan yetenekleri doğrultusunda; kısa süre içerisinde hedefin ayrıntılı keşfini yapıp durum değerlendirmesini ortaya koyarak hedefi imha eden, ikmal yapılmasa dahi görevi tamamlayan askerdir.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin tanımına göre ise: "Gurur, güven ve ani karar verebilme yeteneğine sahip; her türlü düşman, hava ve arazi şartlarında görev yapabilen, özel yetiştirilmiş seçkin askerdir."





25 Ağustos 2010 Çarşamba

GİZLİ ELE GEÇİRİLEN CIA RAPORU YAYINLANDI: ABD TERÖR İHRAC EDEN BİR ÜLKE OLARAK GÖRÜLEBİLİR

Wikileaks Gizli CIA Raporu Yayınladı: ABD, Terör İhraç Eden Ülke Olarak Görülebilir

ABD ordusuna ve hükümetine ait gizli belgeler yayınlayan WikiLeaks adlı internet sitesi, Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA)'in, "ABD, terör veya terörist ihraç eden ülke olarak görülebilir" şeklindeki gizli raporunu yayınladı.

WikiLeaks'in internet sitesinde yer alan belgeye göre, CIA'ye bağlı 'Red Cell' grubu tarafından hazırlanan raporda, ''ABD'nin terör veya terörist ihraç ettiği, terörle mücadelenin sadece bazı İslami veya Ortadoğulu, Afrikalı, Güney Asya kökenli gruplara karşı yapıldığı gibi düşüncelerin yakın zamanda yaygın olarak kabul edilmeye başlanabileceği'' olasılığına değinildi.

Raporda, El Kaide'nin son dönemdeki eylemlerde ''Arap veya Müslüman gibi görünmeyen'' Amerikan vatandaşlarını da kullandığı belirtiliyor. Bunun, ABD'nin terörle mücadele sürecinde, özellikle başka ülkelerdeki ''mahkeme denetimi olmayan operasyonlarda'' müttefiklerinin iş birliği isteğini azaltabileceği vurgulanıyor.

CIA Sözcüsü George Little, belgenin yayınlanması üzerine yaptığı açıklamada, "Red Cell'den gelen bu tarz analitik raporlar, olaylar ve gelişmelerle ilgili farklı yaklaşımlar üretmek içindir" dedi.

ABD ordusunun daha önce Afganistan'daki operasyonları, bu süreçte sivil ölümlere yol açan ve kayıtlara geçmeyen olaylarla ilgili çok gizli 77 bin belgeyi yayınlayan WikiLeaks, dünya genelinde dikkatleri üzerine 
çekmişti. WikiLeaks, kalan 15 bin belgeyi daha açığa çıkarmaya hazırlandığını duyurmuştu. 

(sondakika.com'dan alınmıştır) 

BULAMAZSIIINN.. BULAMAZSIIIN.. BENİM GİBİ SEVENİİİ...(KIRAÇ)


BULAMAZSIN BENÄ°M GÄ°BÄ° SEVENÄ°.. KIRAÇ
Yükleyen reyhan_garip. -

SEN GELMEZ OLDUN.. Alihan Samedov


SEN GELMEZ OLDUN... Alihan Samedov
Yükleyen reyhan_garip. -

ÜZÜM.. FERHAT GÖÇER


ÜZÜM.. FERHAT GÖÇER
Yükleyen reyhan_garip. - 
 

HÜKÜMETİN 'EVET' İÇİN YATIRIM HABERİ.. ''ÜNİVERSİTE SINAVLARI KALDIRILIYOR''


Bal gibi de ''EVET kampanyası'' bu. Ne de olsa 12 Eylül yaklaşıyor. Artık kesenin ağzı yavaş yavaş açılıyor. 
Olayı izleyin bugünden sonra. Bakın.. bugünden sonra ne vaadler dökülecek AKP'den. Emeklilere.. Askerlere.. sana.. bana.. Hatta Tuncay Özkan'ı bile çıkaracak bunlar, şirinlik olsun diye.. sayın Arınç, yolunu yapmaya başladı bile. En çok Tuncay Özkan adına sevinirim ben. İnşallah..

Ayrıca, paçayı Hükümete kaptıran YÖK'ün bu yapılacaklar arasında ''Başörtüsü Yasağı Kaldırılacak'' sürprizi,  eminim şimdilik onlarda saklı kalmıştır.
REFERANDUM SONRASINA...


İşte O Haber;

YÖK Başkanı Özcan'ın, Birkaç yıl içinde Üniversite sınavlarının kalkacağını belirtti.
Sadece bazı bölümler için sınav yapılacağını söyleyen YÖK Başkanı Özcan, İkinci Üniversite okumak isteyen 25 yaşındaki kişiler için kolay sınav yapılacağını sözlerine ekledi.

Önümüzdeki dönemde yapılacaklar arasında başlıca şunlar var:

..Rektörleri üniversite seçici kurulları seçecek.
..Seçici kurulları üniversiteler kendileri atayacak.
..Yabancı öğrencilere her türlü olanak tanınacak.
..Üniversitelerde ingilizce okutmanlar görev alacak.
..Meslek Yüksek Okulları mezunları çalışırken, lisans tamamlaması yapabilecek.


                                                                                                                       Reyhan Garip
                                                          
 

Kanal D Haber Sunucusu Deniz Arman'ın Ahmet Türk İle İlgili Gafı.. İzleyin







Deniz Arman'ın Ahmet Türk ile ilgili Gafı..
Daha önce bir çok gafı ile haberlere konu olan Mehmet Ali Birand'ın yokluğunda Kanal D haberi sunan Deniz Arman, Birand'ı aratmıyor.

Barış ve Demokrasi Partisi'nin bir mitingine katılan DTP'nin yasaklı lideri Ahmet Türk'ün sözlerini izleyicilere aktaran Arman, Türk'ün ismini söylerken "Ahmet Kürt" diyerek ilginç bir gafa imza attı.

Daha sonra hemen yaptığı hatayı düzelten Arman, haberin sunumuna devam etti. 
(Beyazgazete.com'dan alınmıştır.) 

 

3. KEY Ödemeleri Başladı. Alacağınızı öğrenmek için,...Yandaki Butonu İzleyiniz


24 Ağustos 2010 Salı

Buruk Acı (Enstr)


Buruk Acı... (Enstr.)
Yükleyen reyhan_garip. -

Nerdeysen Orası Benim Cennetim.. SEMİRAMİS PEKKAN


Nerdeysen Orası Benim Cennetim (Semiramis Pekkan)
Yükleyen reyhan_garip. -

Saddam, Hitler'in oğluymuş!... İşte Onun oğlu olduğunu kanıtlayan iddialar !

Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin hakkında ki bu şok iddiayı atan, ''Reich'ın Oğlu'' kitabının Yazarı De Sales
"Hitler’in sevgilisi 20 Nisan 1937’de Saddam’ı doğurdu. Nazi ajanları hastaneyi basıp bebek Saddam’ı Tikrit’e götürdü." İşte bu iddialar, gündeme 3 yıl öncesi bomba gibi oturmuş.


Ne yalan söyliyeyim, ben bu haberi yeni öğrendim. İlginç bularak, buraya taşıdım. Belki benim gibi bu haberi kaçıranlar vardır diye. Bu haber, o zaman ABD'de herkesi dehşete düşürmüş.

Kitap, 2007'de çıkmış.

Yazar tarafından yazılan “Reich’ın Oğlu” adlı kitaba göre, 1936’da Hitler’in genç sevgililerinden biri hamile kalmış.Bundan Hitler’in bile haberi yokmuş. Alman gizli servisi bu bebeğin “Führer” için sorun olacağını  düşünerek, genç kızı doğum yapması için Beyrut’a kaçırmışlar.. Bu sırada Alman ajan, Bağdat’ta Nazi yanlısı bir Arap genciyle pazarlık yapmış. Ajan, bu gence yüklü para vererek, nisanda doğacak olan bebeğe iyi ve güvenilir bir aile bulmasını istemiş. Arap genci, bu iş için nisanda doğum yapacak olan kızkardeşini önermiş. 


Hitler’in sevgilisi, 20 Nisan 1937 günü Saddam’ı dünyaya getirmiş. Tam yedi gün sonra bu kız kardeşin doğum sancıları tuttuğunda, Nazi ajanları Beyrut’taki hastane odasını basmışlar. Kucağından zorla almışlar bebeği. Gece gizlice Tıkrit’te Tulfa ailesinin fakir gecekondusuna götürülmüş. Bu sırada Arap gencinin kızkardeşinin doğuracağı bebekle, ajanların getireceği bebeği kimseye fark ettirmeden nasıl değiştireceğini hesaplamışlar. Ancak hiç beklemediği bir şey olmuş.. Bebek ölü doğmuş ve kızkardeşi de kan kaybından bilincini yitirmiş. Bu fırsatı değerlendiren Arap genci, kimseye fark ettirmeden bebekleri değiştiriyor. Ölü bebeği de Alman ajanlar ortadan yok etmişler.
 

Saddam büyüyünce, ona babasının Hüseyin el Macit olduğu ve doğumdan önce  kendilerini terk ettiği söyllenmiş. Nazi sempatizanı ve aşırı milliyetçi militan olarak tanınan  Saddam'ın ’dayısı’ olan Arap genci Hayrullah, 1941 yılında İngilizler’e karşı yapılan bir İsyana katıldığı için, altı yıl hapis yatmış. Hayrullah, Saddam Devlet Başkanı olmasının ardından, Bağdat Belediye Başkanlığı’na da atanmış. 

VE İŞTE BU OLAY, HİTLER’İN IRAK’A BİR HEDİYESİ OLARAK ADLANDIRILIYOR.

Nazi Almanya’sıyla Irak yönetimi zaman zaman yakın ilişkiler kurmuş. Eeee tabi, ne de olsa Führer'in oğlu ordaydı.


İddiayı doğrulayan kanıtlardan bazıları işe şunlar;


-Saddam, sürekli babasını tanımadığını söylüyormuş. 
-Baba-oğul, birbirine çok benziyor.
-Ortadoğu’da babasız bir adam, nasıl olur da, Almanya gibi bir ülkeden yardım almadan büyük bir diktatör haline gelebilir.
-Saddam Hüseyin, hayatının her döneminde Alman ajanlar tarafından korunuyordu. 
-BM ambargosu sırasında, Alman şirketleri Irak’a iş yapıyormuş.
-Saddam Hüseyin’in Bağdat’taki sığınağını yapan Alman mühendis'in dedesi, Alman diktatör Adolf Hitler’in de sığınağını yapmış.

Benim anlıyamadığım burda bir şey var burda.

Peki neden Saddam'ın asılmasını Almanlar engelleyemediler?

O zaman Saddam yaşıyor demektir. Bu fikir geliyor şimdi aklıma. TV lerde bize gösterilen Saddam, Hüseyin Saddam değil o halde. Almanlar; bir şekilde, bu işi de hallettiler o zaman.

Hahahaaaa.. bu arada bunu da belitmeden geçemeyeceğim. 
Hitler ile benim doğum günüm aynı. 


Yani, 20 Nisan :)))

Reyhan garip.
-

22 Ağustos 2010 Pazar

12 Eylül'de İşkence Gören Ülkücülerin intikamı alınacak diye, T.Erdoğan Anayasa'sına ''Evet'' diyemem Sayın Topçu! İntikam için bu Anayasa'yı mı beklediniz Sayın Topçu!

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Yalçın Topçu, 12 Eylül referandumunda "hayır" oyu vereceğini açıklayan MHP Genel Başkanı Bahçeli ve ekibine sert sözlerde bulundu. Topçu, "12 Eylül'de işkence gören ülkücüler adına seni ve yanındakilerini Allah'a havale ediyorum" dedi.     

Sayın BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu,

12 Eylül'de İşkence gören Ülkücülerin intikamını almak şimdi mi aklınıza geldi? 30 Yıl neden beklediniz?  Daha önce nerelerdeydiniz?

Yeni Anayasa Paketi  tek maddeden ibaret değil. Sen İntikam alacaksın diye Ülkemizi tehlikeye sokamazsın sayın Topçu! Kurunun yanında yaş yakamazsın! 

12 Eylül 1980 Öncesi;  Türkeşçi, Ecevitçi, Erbakancı, Demirelci... yüzlerce gençlerimiz öldü inandıkları ideoloji uğruna. Olan o gençlerimize oldu asıl.

Yüzlerce analar, babalar, kardeşler  ağladı. Sokaklarda yürüyemiyorduk korkudan.. taa ki.. 12 Eylül'e kadar.            

Reyhan garip
 





BDP Lideri Demirtaş'tan KILIÇDAROĞLU ve BAHÇELİ'ye: ''Savaşta samimi iseniz, Köy Koruyucusu olun''



Bdp Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin PKK ile AKP'nin Görüşüp Anlaştıklarına ilişkin sözlerine karşılık "kılıçdaroğlu ve Bahçeli'ye Buradan Sormak İstiyorum. Eğer Bu Mesele Konuşularak Çözülmeyecek ve Dağdakiler Konuşularak İkna Edilmeyecekse, Sizin Derdiniz Demek Ki Savaştır. Eğer Gerçekten Ülkenizi Seviyorsanız, Savaşta da Samimiyseniz Gönüllü Köy Korucusu Olun" Dedi.  (Sondakika.haberler.com'dan alıntı)

Hahahayyyy... Bu Habere Gülünür İşte!!... "Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar"mış. Muhabir arayınca bülbül, Bakan arayınca "dut yemiş bülbül"

Devlet Bakanı
ve Hükümet Sözcüsü Hüseyin Çelik;
Habertürk TV'de ,

"Türkiye'nin Nabzı" programının canlı yayın konuğuydu. Programın moderatörü Didem Yılmaz, "Bugün Habertürk gazetesinde bazı sanatçılara referandumda hangi oyu verecekleri sorulmuş. Nasıl değerlerdiniz anketi?" diye sorunca, Bakan Çelik'ten ummadığı bir yanıt aldı. 
Çelik, ankette hayır oyu vereceklerini belirten sanatçılardan dördünü bizzat aradığını ve hiçbirinin böyle bir şey söylemediğini öğrendiğini ifade etti.
  
Ertesi gün Fatih Altaylı bir "araştırma komisyonu" kurup, olayı inceletmiş. Adı geçen herkesin gazete muhabirleri tarafından arandığını ve yanıtlarının doğru olduğunu teyit etmiş.
Sadece Mehmet Ali Erbil'in yerine "Hayır" yanıtını menajeri Perim Özgeldi vermiş.  
Mustafa Sandal'ın yanıtı ise kesinlikten uzak ve "muğlak" imiş ama gazeteye kesin yanıt olarak yansımış.
Demek ki neymiş? "Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar"mış. Muhabir arayınca bülbül, Bakan arayınca "dut yemiş bülbül" olunurmuş.  

Haydi biz buna "devlet büyüğüne saygı" deyip, geçelim. Ama oyun kutsal olduğunu ve gizli kalması gerektiğini de bu vesile ile hem sanatçı dostlarımıza hem de meslektaşlarımıza hatırlatalım...


Yüksel AYTUĞ/Sabah'tan alıntı

EZEL Hayranlarına Kötü Haber!...


EZEL BU SEZON BİTİYOR...

Milyonları ekran başına kitleyen, Reyting şampiyonu ve Kenan İmirzalıoğlu'nun adeta yeniden doğduğu Ezel dizisi, bu sezon ekranlara veda ediyor. 

Ezel dizisi oyuncu Burçin Terzioğlu, Bugün gazetesinden Şebnem Özcan'a verdiği röportajda; 


''Bu sezon bitecek. İki sezon bir dizi için iyidir. İzleyicinin tadı damağında kalsın.'' dedi.

21 Ağustos 2010 Cumartesi

Mescid-i Aksa diye bizleri neden Kubbet-üs Sahra'ya yönlendiriyorlar? İşte Yahudilerin Oyunu...


Mescid-i Aksa ile ilgili bir tanıtım yazısı hazırlamak istemiştim. Bu yazıyı hazırlarken de ne yalan söyliyeyim, ben de bu kutsal yerimiz hakkında geniş bir bilgiye sahip olmak istemiştim. Bilgi edinme amacıyla arama motorlarına
''Mescid-i Aksa'' yazdım. O siteye girdim, bu siteye girdim.. derken, inanın kafam iyice karıştı. Neden mi? Mescid-i Aksa diye gösterilen resimler ve verilen bilgiler, Kubbet-üs Sahra imiş.
Mescid-i Aksa Diye 
Kubbet-üs Sahra'ya  Bakıyoruz
Pek çok kişimiz, Mescid-i Aksa'yı, resimlerde  gördüğümüz "Altın Sarı Kubbeli" olan yer olarak biliyoruz. Halbuki Mescid-i Aksa, o sarı kubbeli olan mescit değil; hemen onun biraz ilerisindeki gösterişsiz Gri Kubbeli yapıdır.
Mescid-i Aksa, resimde gördüğünüz gibi, sağda, gösterişsiz olan gri kubbeli olan yapıdır  
Kim bize Mescid-i Aksa fotoğrafları diye sarı kubbeli Kubbet-üs Sahra'yı ezberletiyor? 
Bununla ilgili gezmiş olduğum bir-çok sitede, aşağıda alıntısını yaptığım yazı ile, ortak noktada buluşuyorlar.

''Medya. Peki, bu işin arkasında kim var? Mescid-i Aksa diye Kubbet-üs Sahra resimlerinin ezberletilmesi kimin işine gelir? Tabii ki Kubbetü's-Sahra'yı ön plana çıkarıp, Müslümanların değer verdikleri Mescid-i Aksa'yı arka plana itip, şaşırtmacayla sanki hiç yokmuş gibi göstermek isteyenin işine gelir. Bunu yapan kim olabilir? 
Tabii ki Siyonistler! 

Siyonistler, Müslümanların Mescid-i Aksa'sını, kendilerinin yani Yahudilerin mescidi olarak lanse ettikleri Kubbet-üs Sahra olarak gösteriyorlar. Bunu ne için yapıyorlar? 
Çünkü, Müslümanların Mescid-i Aksa'sını yıkmak, Filistin ya da daha doğrusu "Vaadedilmis Kutsal Topraklar"a olan hâkimiyetlerini tamamlamak, Müslümanlara ait en ufak bir iz bırakmamak ve de en önemlisi, Mescid-i Aksa'yı yıkarken, Müslümanlardan çok fazla tepki almamak için. 
Biliyorsunuz; İsrail, Mescid-i Aksa'nın altında tünel kazıyor. Sebep? Mescid-i Aksa'yı normal yollarla yıkamadıkları için, alttan kazıyorlar ki kendi kendine yıkılsın. İsrail, bu yıkımla neyi hedefliyor? Bu sorunun cevabı Kuran'ın Bakara Suresi'nde saklı: "Peygamber onlara şunu da söylemişti: - Talut’un, Musa’ya verilen Tabut’u/sandığı getirmesi padişahlığın alametidir. O Tabut'ta, Rabbiniz tarafından size manevi bir kuvvet ve Musa ailesiyle Harun ailesinin arkaya bıraktıkları Tevrat levhalarından arta kalanlar vardır. Melekler onu taşıyacaktır. Şüphesiz ki bu Tabut’un size gelmesi, peygamberin sözünün doğruluğuna delildir, eğer iman getirenlerdensiniz.” Daha açık olmak gerekirse, Mescid-i Aksa'nın altında inanılmaz ve paha biçilmez bir mânevî hazine saklı. “Hz. Mehdi... Beytü'l-Mukaddes'in hazinelerini, - Tabut-u Sekine'yi, Ben-i İsrail sofrası ile levhaların madenlerini, Hz. Adem'in cübbesini, Hz. Süleyman'ın minberinin asasını ve Allah'ın Ben-i İsrail'e gönderdiği süt kadar beyaz olan eldivenlerini - çıkaracaktır. İşte Yahudiler, bu hazineleri elde etmek için çirkin bir yolla Mescid-i Aksa'yı yıkıyorlar; ama her şeyin bir sahibi var ve Mescid-i Aksa da sahipsiz değildir.''

 Solda Kubbet-üs Sahra, Sağda Mescid-i Aksa
arasında kalan Yahudilerin Ağlama Duvarı



                            

Sitelerde gezinirken, yine ilginç bir haber gözüme ilişti. Aynen aktarıyorum:
  
İSRAİL MESCİDİ AKSA'NIN ALTINA BOMBA YERLEŞTİRDİ
 
-"İsrail 1967'den bu yana Mescidi Aksa'nın altında kazı çalışmaları yürütüyor. Bugün Mescidi Aksa'nın bulunduğu Haremüşerif bölgesi UNESCO tarafından koruma altında fakat tüm bu korumaya rağmen İsrail, kazı çalışmaları sırasında Mescidi Aksa'nın altını boşalttı, çok sayıda tünel kazıldı, Mescidi Aksa'nın altındaki tünellere bomba yerleştirildi ve daha fazla bomba ve dinamit yerleştirilmek üzere bu tünellerin içine çukurlar açıldı." 

 İşte Gerçek Mescid-i Aksa
Mescid-i Aksa, yeryüzünün ikinci mabedi, Müslümanların ilk kıblesi ve son peygamberin miraç durağı olan kutsal bir mekandır.
İSRAİL 2020'DE MESCİDİ AKSA'YI YIKACAK
 
-"İsrail amacı Mescidi Aksa'yı yıkıp yerine Süleyman Mabedini inşa etmek. Şu an Mescidi Aksa'nın yıkılması için tüm hazırlıklar yapılıyor, kutsal mekanın altına kazılan tünellere bomba ve dinamit yerleştiriliyor bir gün gelecek bu bombalar patlatılarak Mescidi Aksa yıkılacak ve İsrail Mescidi Aksa'nın bulunduğu yere Süleyman Mabedini inşa edecek. Bunun için geri sayım başladı.  


Mescidi Aksa'yı 2020 yılında yıkıp yerine Süleyman Mabedini açmayı planlıyorlar şu an görünen tarih 10 yıl sonrası yani 2020."
Diğer bir haber:
Mescid-i Aksa ve Kubbetü’s-Sahra var olduğu sürece Kudüs’ün İslami kimliğinden soyutlanamayacağını bilen İsrail için öncelikli tehdit bu yapılardır. İsrail, yıktığı Müslüman yerleşimlerin yerine inşa edilmek üzere, “Davut Sitesi”, “Tevrat Parkı” ve “Hoşgörü Müzesi” gibi kendi kitlesi açısından sempati toplayan projeler geliştirerek yıkım siyasetine destek almaktadır. Hedef; Aksa çevresinde kümelenmiş ve adeta camiyi koruyan Müslüman mahallelerin yıkılarak yerlerine Yahudilerin yerleştirilmesi ve Aksa’nın savunmasız bırakılmasıdır.
Türkiye, üyesi olduğu BM, İKÖ ve Medeniyetler Arası Diyalog zeminlerini, parlamentolar arası dostluk gruplarını ve ikili ilişkilerini kullanarak Mescid-i Aksa ve Kudüs’teki yıkımın durdurulmasında etkili olmalıdır.




 
.