16 Ağustos 2010 Pazartesi

AZİZ MAHMUD HÜDAYİ TÜRBESİ

Bir Yılbaşı gününde, kankimle ben: ''Hadi gel bu yılbaşı gecesinde Üsküdar'a Aziz Mahmud Hüdayi Türbesine gidelim'' dedik ve gittik. Yılbaşı gecelerinde içip, saçma sapan eğlenmekten bıkmıştım artık. Son zamanlarda zoraki de eğlenmeye başlamıştım. Neyse.. gittik ve dualarımızı edip, ruhuna hediye ettik. Manevî bir huzurla Üsküdar'ı dolaştık ve döndük. Kendisi hakkında daha detaylı bilgileri sitelerden edinip, sizlere sunmaya çalıştım. Ha bu arada gitmeyenler de mutlaka bir gitsinler derim. 
Huzurun damarlarınıza kadar aktığını siz de hissedeceksiniz  ;)
Üsküdar ile Sarayburnu arasındaki yola "Hüdâyî Yolu" denirmiş. Bunu bilen kayıkçılar, şiddetli fırtınalarda bu yolu takip ederlermiş. 
Bu durum, Hüdayî Hazretleri'nin günümüze kadar uzanan bariz bir kerameti. 
Hatta bugün bile lodoslu havalarda Boğaz vapur seferlerinin sadece Üsküdar-Eminönü hattında yapılabilmesi, oldukça düşündürücü.

Osmanlı Devleti'nin son günlerine kadar Boğaz'da deniz seferi yapan kaptanlar, yolcularını, Üsküdar'dan geçerken Azîz Mahmud Hüdayî dergahına, Beşiktaş önünden geçerken Yahya Efendi dergahına, Beykoz'dan geçerken de Hazret-i Yûşâ tarafına doğru tevcîh ederek "Fâtiha"ya dâvet ederlermiş.
Bir zamanlar halkın, büyük velîlere karşı edep ve saygıları işte böyleymiş.

Hüdayî Hazretleri'nin meşhur olan kerâmetlerinden biri de, fırtınalı bir havada hiçbir kayıkçının denize açılamadığı bir zamanda kendi kayığına atlayıp birkaç müridiyle Üsküdar'dan sâlim bir şekilde karşıya geçmesidir.
Kayığın takip ettiği yol, gayet süt liman olmuş ve dört bir yanda şaha kalkmış dalgalar bu Allah dostunun kayığına hiçbir zarar vermemiştir.
Aziz Mahmud Hüdayî Hazretleri 
Şerefli Koçhisar'da doğmuş, çocukluğu ise Sivrihisar'da geçmiş. Medrese eğitimini istanbul'da tamamlamış ve Edirne, Mısır, Şam ve Bursa'da Kadılık ve Müderrislik yapmış. Bursa'da Üftade Hazretleri'nin müridi ve halifesi olan Hüdayi Hazretleri, İstanbul'da halka şeyh, sultanlara mürşid olmuş. Üsküdar'da vefat etmiş, Külliyesi içinde bulunan bu türbeye defnedilmiş. Eserleri, sohbetleri, şiirleri, vaaz ve nasihatları ile padişahtan halka kadar herkese yol göstermiş, devrini idrak ettiği sekiz padişahtan bilhassa Sultan III. Murad ve I. Ahmed'in saygısını kazanmıştır.
Reyhan Garip

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder