18 Ağustos 2010 Çarşamba

MEHMET EMİN TOKADİ HAZRETLERİ

''Benim vefatımdan sonra kabrime gelip bir fatiha okuyanın, vücudu cehennem ateşinde yanmasın."
(Mehmet Emin Tokadi Hazretleri)
Herkes burayı ziyaret eder, Fatiha okur. Oysa burası kabri değil, makamıdır. Biraz ilerisinde farklı bir bölüm var. Orada iki kabir var, önde olanın, büyüklerimiz tarafından Mehmet Emin Tokadi Hazretlerinin kabri olduğu söyleniyor.
Doğru mu? Doğrudur. Çünkü Mehmet Emin Tokadi Hazretleri ile ilgili bu yazı hazırlarken, gözüme şu yazı ilişti:

M.Emin Tokadi Hazretlerinin Hocası kendisine şunları söylemiş :"Vasiyet et ki, vefatından sonra kabrini kolay bulunacak bir yere yapmasınlar. Virane bir yere defnetsinler. Kimse bilmesin. Ancak, nasibi olanlar gelip bulsun, dua etsinler.''

Ben de ertesi gün ailemle birlikte Tokadî Hazretlerinin Makamı denilen bu yere ablamı ve arkadaşımı da yanıma alıp gittim. Makamında Duamızı yapıp, ''ASIL YERİ'' denilen yerini aradım. Kişilere sordum, çoğu kişi bilmiyordu asıl yerini. Sokak sokak dolaştım.. belki 2 saat yılmadan aradım ve sordum. Özellikle yaşlılara sordum. Kimse bilmiyordu. Gösterdikleri yer, hep bizim bildiğimiz yeriydi. Makamının bulunduğu yerdeki sokakları dolaşırken, bahaneyle birçok yatırları da görmüş oldum. Mesela, Tokadi hazretlerinin  kasabı olduğu söylenen yatırı:)) Tam o yatırı incelerken, hemen yanında sohbet halinde bulunan 3-4 delikanlı gençlere umutsuzca aradığım yeri sordum. Onlar da bu haberden bihaberdiler. Tam uzaklaşırken, aralarından bir delikanlı arkamdan: ''Ben sizin aradığınız yeri anladım, biliyorum'' diye seslendi.. ''Neredeeeeeeeeeeeee?'' diye sevinerek delikanlıdan aldığım tarifle o yeri buldum. Tokadi'nin makamının bulunduğu yerde, geniş park halinde bir yer var. O alana girdim.. biraz ilerledikten sonra şu anda hala İnşaat çalışması olan yerde sağ tarafta, hakikaten birkaç mezarlıklar vardı. Yaklaşamıyordum oraya, çünkü inşaat çalışması nedeniyle etrafı çevrimişti. ''Olsun'' dedim. ''Onu buldum ya!'' diyerek ve içim bir hoş olarak uzaktan.. ona baktım ve de duamı ederek ona (ruhuna) gönderdim.
''Beni bulan Cehennem ateşinde yanmasın'' demiş. Artık yanar mıyım yanmaz mıyım.. orası bilinmez ama, ben o yerden onu bulmuş olmamın sevinci ve rahatlığı ile oradan huzurla ayrıldım.

İstanbul evliyâsının büyüklerinden. İsmi Mehmed Emin bin Hasan bin Ömer Nakkâş Tokâdî, lakabı Cemâleddîn, künyesi Ebü'l-Emâne ve Ebû Mansûr'dur. Aziz Mahmûd Ermevî dervişlerinden bir zâtın oğludur. 1664 (H.1075) târihinde Tokat'ta doğdu. 1745 (H.1158) târihinde İstanbul'da vefât etti.

Mehmed Emîn Efendi, ilim tahsîline memleketinde başlayıp, bir müddet ilim öğrendikten sonra, 1698 senesinde İstanbul'a geldi. Şeyhülislâm Mirzâzâde Muhammed Efendiden uzun müddet ders alıp, ilim öğrendi ve çok iyi yetişti. Sonra Mekke'de Ahmed Yekdest Cüryânî hazretlerinden tasavvuf ilmini öğrenip, tasavvufda talebe yetiştirebilecek duruma geldi. İkinci Hicaz seferinde hadîs âlimlerinden Ahmed Nahlî'den hadîs ilmini öğrenip icâzet aldı. Ayrıca İstanbul'a ilk geldiğinde, ilim tahsili sırasında, hat yâni yazı sanatını Yedikuleli hattat Abdullah Efendiden öğrendi. Değişik hat çeşitlerinde mahâret sâhibiydi.





























Reyhan Garip
















3 yorum:

  1. rıca etsem kabrinin adresini vere bilirmisin ben zonguldaktanım bende zıyaret etmek istiyorum kabrini

    YanıtlaSil
  2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  3. Unkapanı/Zeyrek'te inin ve Tokadi hazretlerinin makamını sorun. Aksaray yönünden geliyorsanız karşıya geçin ve ilerleyin yürüyün. Makamını bulduğunuzda,makamının olduğu yerin sağ tarafında park gibi bir alan var.Park alanına girdiğinizde, sona doğru ilerleyin. Sağ tarafta..
    otların arasında asıl yeri. (Benim gittiğimde şantiye vardı,güçlükle görebildim.) Allah kabul etsin. Gittiğinizde benim için de dua edin:)))

    YanıtlaSil